Shameless birçok alandaki cesur adımlarıyla her zaman gönlümüzün efendisi olarak kalacak. Zira genel ahlaka aykırı karakterlerimiz üzerinden lgbt hareketlerinden tutun da kadın haklarına, ırkçılıktan Amerikan milliyetçiliğine, işçi haklarından aile düzenine müthiş sorgulamalar yapıyoruz. Eğlenceli havasının altında böyle ciddi konuları olan dizimizin yeni sezonunu da hevesle bekledik elbette. 5 Kasımda ilk bölümünü izlediğimiz dizimiz tam da bıraktığımız gibi, aynı hızla ve aynı performansla sezona giriş yaptı. Eh ilk bölümü incelemek de bizlere farz oldu. O zaman buyurun özetli-incelemeli Shameless yazıma;

Hoş Geldin Frank

Bölümün en ilginç karakteri –çoğu bölümün olduğu gibi- Frank’di. Monika’nın ölümünden sonra farklı bir moda giren Frank kendisini Budist tapınağına kapatıp Monika’ya kendince veda etti. Bunda Monika’nın ailesine bıraktığı uyuşturucunun da etkisi olsa da, yine de kendisinin de dediği gibi uzun bir veda sonucu Frank artık kurtulmuştu! Fakat geri dönüşü daha ilginç oldu, bir nevi özür listesi yapan Frank herkesten özür dilemeye başladı. Ailesiyle başladı özürlerine ama kimse takmadı tabii, eh Frank’ten bahsediyoruz çıkarsız iş yapmayan Frank’ten! İlk bölümde listesiyle uğraştı Frank fakat listesinin bitmesini beklersek sezonlar yetmeyeceği için bu liste olayının uzun sürmesini beklemiyorum. Kısa zamanda Frank uyuşturucu kafasından çıkıp “ne yapıyorum ben” diyecek ve eskisi gibi çıkarcılığına devam edecektir. Ne var ki bu liste süreci de oldukça ilginç ilerliyor. Sekiz sezon boyunca onu bin bir halde, bin bir kılıkta gördük ama eminim ki bir o kadar da görmediğimiz anısı var.

Hayatlarına Çeki Düzen Vermeye Çalışan Gallegher’lar

Bu bölüm aslında klasik bir ilk bölümdü. Geçen sezon finalinde (yine) dip noktayı görmüş ya da dipten kurtulmaya çalışan bir halde bıraktığımız karakterlerimiz bu sezona “yeni bir sayfa açtım” şeklinde başladı. Fiona Tider hesabını kapatıp “anlamsız seks” maceralarına son veriyor, Lip alkol problemiyle başa çıkmaya çalışıyor aynı zamanda da eski sevgilisini geri kazanmak istiyor, Ian da Lip gibi eski sevgilisini geri istiyor, Debbie para kazanmanın peşinde üstelik geleceğine de yatırım yapmaya çalışıyor, Carl yaz aylarını verimli geçirmek istiyor ve Liam okuluna alışmaya çalışıyor. Yani karakterlerimiz düzenin peşinde.

Ama bu o kadar kolay olmayacak tabii. Zira Monika’nın bıraktığı uyuşturucuyu satmaya çalışan Carl’ın başına bir şey gelme ihtimali çok yüksek. Liam okulunda siyahi çocuk olma garipliğin farkına vardı varacak. Lip ipin ucunda her an alkolle sabahlayabilir, Ian’ın “sıyırması” için ise ilaçlarını iki gün almasa yeter! Debbie’nin bir bebeğinin oluşu da başlı başına olası problem sebebi, Fiona’nın “artık anlamlı bir ilişki istiyorum” sözleri ise onu pişman edecek gibi. Bu gelecek anlamlı ilişkiden Fiona’nın yaralı bir halde çıkacağını bir tek ben düşünmüyorum herhalde. Fakat bu sezon Fiona’yı farklı sularda yüzerken görebiliriz. Zira yeni aldığı binanın kiracılarından birisiyle hemen yakın arkadaş oldu ilk bölümde. Her ne kadar “ben gay değilim” dese de, ikili arasındaki elektrik farklı yönde sanki. Eh bu da bekleyip göreceğimiz bir şey.

Kevin ve Vee

Dizinin muhteşem çifti Kevin ve Vee’yi geçim derdi sarmış durumda. Malum Rus “arkadaşları” Svetlana onlara büyük bir kazık atmış ve barı kendi üzerine almıştı. Üstelik baya ırkçı bir politikayla barı da bir Rus barına çevirmiş durumda. Vee Fiona’nın yanında çalışarak Kevin ise gay barda barmenlik yaparak para kazanıyor ama Kevin’ın tek geliri bu değil. Bir müşterisi vasıtasıyla göğsündeki kitleyi fark eden Kevin için işler daha da zor bir hal alabilir. Ama öte yandan barı geri almış gibi duruyorlar. Vee göçmen bürosu vasıtasıyla Svetlana’dan kurtulmayı başardı. En azından şimdilik. Bar problemini çözmüş gibi görünen çiftimiz bakalım Kevin’in son durumuyla nasıl başa xçıkacak?

Evet ilk bölüm klasik bir Shameless bölümüydü gerçekten. Eğlenceli, sorgulatıcı ve altmetinde dramatik. Gelecek bölümleri de hevesle bekliyoruz efendim.

Okuyucu araştırması niyetine bir soru: şimdi böyle bir efsane varken siz yerlisinin yüzüne bakar mısınız?